Facebook
Twitter
LinkedIn
YouTube
Instagram
  • Ana Sayfa
  • Hakkımda
  • Kitap
  • Eğitimler
  • Basın
    • Röportajlar
    • Köşe Yazıları
  • İletişim

BAŞARISIZLIĞIN REÇETESİ ile ALTIN SONUÇLAR YARATMAK – AYLİN’İN HİKAYESİ

  • Tweet
  • Email
  • Tweet
  • Email

 

BAŞARISIZLIĞIN REÇETESİ ile ALTIN SONUÇLAR YARATMAK

AYLİN’İN HİKAYESİ

Bugünkü yazımda, son yıllarda çok rastgeldiğim yaklaşımı ve onun getirdiği bir cümleyi yaşanmış bir hikaye üzerinden anlatmak istiyorum.

‘Ne istemediğimi biliyorum’ ancak ‘ne istediğimi bulmakta zorlanıyorum’

Bu cümle iş veya özel yaşamımızda ‘boşluğa’ düştüğümüz zamanlarda çok mırıldandığımız bir cümle.

…………..

Aylin, önüne konan belgelerde yazan görevlere bakarken kalbi deli gibi çarpıyordu. Yıllardır hayalini kurduğu terfi hiç beklemediği bir anda gerçekleşmiş bütün rakiplerini geride bırakmıştı. Bazıları başka fırsatlar yakalayıp gitmişler, bazıları da yarışı önde götürürken yaptıkları hataların, rol çalmaların ortaya çıkmasıyla listeden elenmişlerdi.

NEYDİ GEÇMİŞTE YANLIŞ GİDEN?

Genç kadın, 10 yıldır devam eden iş hayatının önemli bir bölümünü sıkıntılar, gerginlikler ve stres içinde geçirmişti. Uzunca bir dönem devam eden sıkıntılar, yapmak istediklerine ve bireysel gelişimiyle ilgili adımlar atmasına engel oluyordu. İçinde bulunduğu kaostan çıkmak için edinmediği hobi, gezmediği yer, denemediği yöntem kalmamış gibiydi.

Adının Aylin olduğunu bildiği kadar kendini başarısız bir insan olduğuna inandırmıştı.

Etrafına bakıyordu. Özellikle okul veya iş arkadaşlarına. Birçoğunun iyi birer partneri vardı. İstedikleri şeyi elde etmek için yılarca beklemeleri gerekmiyordu. Hep enerjiktiler. Boş zamanları için hep bir planları vardı. Onun gibi iş çıkışlarında veya hafta sonları ne yapacaklarını bilmeden evde oturmuyorlardı.

Hep aynı döngü bitmez bir halde devam ederken, dipleri gördüğü noktada yaşadığı bu sonuçların sebeplerine odaklanmaya başladı. Neydi özgüvenini bu kadar altlara çeken sebepler? Ne oluyordu da kendine güvenmesi için sağlam hiç bir özelliği olmayan insanlar bile yaptıklarıyla övünürken onun bir konuyu, başardım diyebilmesi için defalarca iyi bir sonuç alması gerekiyordu.

BAŞARISIZLIĞIN TARİFİNİ YAPMAKLA BAŞLADI

Herkes, bütün kitaplar başarılı insan profilleri için gerekli malzeme listelerini yayınlıyordu da, başarısızlığa uğrayanların hikayelerini anlatan yoktu. Oturup kendini yerdiği, özgüvenini yerle bir ettiği konuları belirlerdi. Yazdıkça farkettiği şey; kendini başarısız yapabilmek için hiç bir şeyi eksik bırakmamıştı. O da kendi reçetesini yaratmıştı işte;

 

Temel Malzemeler

Bol miktarda mükemeliyetçilik

Ehven sayıda kendinden üstün tuttuğu, kıyaslayabileceği kişiler bulmak

Zaten sürekli şanssız olduğunu düşünen daimi dostlar edinmek

Her bir olumsuz sonuca, bir keşkeyi bağlamak

Her gün en az 10 şeyi mükemmel yapmazsa sevilmeyeceğini düşünmek

Süsleme Malzemeleri

Satın alarak, tatmin yaşama arzusuyla gerçek hislerinin üstünü örtmek

Pişirme Süresi

Elinin değmediği şeylerin eksik kalacağını, sorumlu tutulacağını düşünerek sürekli karıştırmak açıp bakmak

Kendine çıkardığı listenin altında kurduğu hayat, korku imparatorluğu gibiydi.

Gücünün tükendiği aşamada artık, bazılarının daha az çabayla da kendilerini mutlu edebildiğini görmek, hayatta daha önce farketmediği yolların olabileceği konusunda uyandırmaya başlamıştı onu. Kendini başkalarıyla kıyasladığında edindiği histen farklıydı bu. Bu kez başarmış ve mutlu olana bakmak motive ediyordu onu.

DAHA GÜZELİNİ NASIL YAPALIM?

Her zamanki gibi uyandığı bir günü, her zamankinden farklı bir akışa sürüklemek için mutsuzluğundan çektiği fotoğrafların tezatlarını düşünmeye başladı. Her duygu, dozunu kaçırdığında zehirlemeye başlıyordu insanı. Niyetliydi bu kez. Bu şirkette olmazsa başka bir iş ortamında da denemeye kararlıydı. İlk gençlik yıllarında yola çıktığında bir yerlerde kaybettiği o neşe dolu, heyecanlı, yapabileceğine inanan kızı bulmak istiyordu tekrar.

Eski bayat malzemeleri, içi çürümüş düşüncelerin en taze olanlarını içinde üstünü kapattığı yerden aramaya başladı.

Kısa ancak kendi özgün reçetesini yaratmak için çaba göstermeye başladı;

Öncelikle, başarılı olduğunu düşündükleriyle kendini kıyaslamak yerine,

Yaşamına ilham olacak, katkı sağlayacak insanlarla beraber olmaya başladı.

Her gün en az bir tane onu mutlu eden sonuç olduğunda kendini kutlamaya başladı

Keşke’leri kıssadan hisseye dönüştürmek için pişmanlık yerine çözüm üretmeye odaklandı

İlla ki, bir şey satın alınacaksa bunun en çok zaman olmasına karar verdi. Enerjini kendin ve isteklerin için harcamak da mümkündü, kendine yatırım yapmak da.

Hepsine rağmen, istediğin hedefi elde edemediğinde, bazen doğru zamanın ‘’her şeye’’ rağmen onu istediğinde olmadığını görüp fikri demlenmeye bırakmayı denedi. Her seferinde aynı çalışan tek bir formül yoktu. Ancak bütün bu gizem, hayatı bir yandan da sürprizli ve eğlenceli kılmıyor muydu?

AH AYLİN yine OLMADI, DEDİĞİ OLMADI MI?

Elbette olmaya devam etti. Bunlardan bazen biri gerçekleşirken diğerleri beklemede kaldı. Öyle zamanlarda da, bardağın dolu veya boş olmasıyla ilgilenmeyi bırakıp elinde bir bardak olmasıyla ilgilenmeye karar verdi.

Ne istediğini bulmak için başkalarını izlemeye ayırdığı zamandan daha fazlasını kendi duygularına ayırmaya başladı. Bunların davranışlarına olan etkisine odaklanmak için bazı sonuçları demnlenmeye bırakmanın da mümkün olduğunu idrak ettiği günler gelmeye başladı.

Devam eden süreçte, hak ettiğine çok inandığı pozisyonla ilgili atamanın geldiğini öğrendiğinde ilk başarısızlık reçetesinin üstünde zihninde koca bir kırmızı carpi vardı. Kendine bundan sonrası için edindiği misyon reçeteyi değil bakış açısını yaymak için yeni ekibinin hayatlarına dokunmak olacaktı…

Her birimiz hayatımızda en az bir kere ve hikayenin en az bir yerinde Aylin olmadık mı?

  • Tweet
  • Email
  • Tweet
  • Email

© 2018 Zuhal Gürçimen. Tüm Hakları Saklıdır.